Aristokrasi nedir?
Sizin de aklınıza eğer o sakallı oturan heykel geliyorsa mutlaka bu kelimeyi duydunuz demektir, peki aristokrasi nedir? Soyluların iktidarı elinde bulundurması, soya bağlı toplumların elinde bulunduğu siyasi hükümet şekline denir. Ekonomik, siyasi güç gibi unsurların soylular sınıfının elinde bulunduğu yönetim biçimi de denebilir. Fransızca’nın Türkçe’ye katkısı olan aristokrasi kelimesi en iyi ve güç kelimelerinin birleşimidir. Aristokraside de veraset sistemi yürüyülüyordu. Antik Yunan geleneğinin devamı niteliğinde olan aristokrasi yönetim biçiminde kişilerin soylu olduğunun göstergesi askeri konum ve köleleri olan tebaadan gelip gelmediğine göre belirleniyordu. Avrupa’nın feodal toplumlarında aristokrasi söz konusudur. Aristokrasi demokrasi yönetim biçiminin tam olarak karşıtıdır. Bir kişinin aristokrat olmasını sağlayan şey soyluluk vasfının doğuştan gelmesiydi yani dışarıdan herhangi bir etki kişiyi aristokrat yapmazdı.
Aristokrasi neden bitmiştir?
Eşitlik ilkesinin yıkıldığı bu yönetim biçimi Fransız Devrimi’nin sebeplerinden biri olarak tarihe adını yazdırmıştır. Aristokrasiyle yönetilen Fransa’da XIV. Louis’in modernize etmiş olduğu orduda aristokratlar artık at sırtında ordunun başında yer almıyorlardı. Güvenli bir mesafede duran komutanların bu hareketi, ‘savaşmayan komutan mı’ olur şeklinde yorumlanmış olacak ki ilk çatlak burada baş gösterdi. Aydınlanma çağının başladığı bu dönemde özgürlük fikri aristokratların en iyi olmadığı bu nedenle yönetim kadrosunda da olmaması gerektiği düşüncesi o çatlağı büyütmeye başlamıştı. Fransız Devrimi’nin tam olarak odak noktasında ise aristokratların üstün erdem ile değil de sadece veraset sistemi nedeniyle bu sınıfa girdiği ve bunun bozulması gerektiği vardı. Aristokrat olmanın kazanılmış bir hak olmadığından liyakatinde oluşmaması gerektiği ve mevkilerinin düşürülmesi gerekliliği doğmuştur. En iyinin aristokrasi olduğu fikrinin yok olması üzerine çöküş başlamıştı. Aristokrasiden geriye ise Birleşik Krallık dahil pek çok Avrupa ülkesinde hala kullanılan aristokratik unvanlar kaldı. Yönetimsel bir fonksiyonu bulunmayan ancak unvanlarını koruyan kişiler saygın ve belli bir geçmişe dahil olduklarını her fırsatta ifade ederler. İlkel monarşi ile başlayan bu aristokrasi çeşitli biçimlerde toplumların karşısına çıkmıştır. Artık aristokrasi siyasi bir anlam taşımıyor. Aksine daha çok bilim, sanat gibi sosyal anlamları daha çok karşılıyor.