Anokresiya Nedir?
Tedavi edilmediğinde ölüm gibi kötü sonuçlara sebep olan tehlikeli yeme bozukluğu anokresiya nedir? Halk arasında yeme bozukluğu olarak bilinen anokresiya, hayatı ciddi anlamda tehdit eden rahatsızlıklardan biridir. Daha çok ergenlik döneminde ortaya çıkan bozukluğa, kişinin şişmanlamaya karşı yaşadığı büyük korku sonucu zayıf kalma çabası sebep olur. Başlangıcı genellikle 15 – 19 yaş civarı olan anokresiyada kişi kendi vücudunu normalde görünenden farklı olarak algılar ve hayatındaki en önemli meselenin kilo vermek olduğunu düşünür. Uzmanlara göre kişinin bebeklik döneminde annesi ile yaşadığı bağlanma problemlerinin yol açtığı düşünülen anokresiyanın temel belirtileri aşağıdaki gibidir.
Anokresiya Belirtileri
- Kilo almaktan çok korkmak ve bunu büyük bir takıntı haline getirmek
- Normal kiloda kalmayı reddetmek
- Çok hızlı ve belirgin bir şekilde kilo vermek
- Beden imgesinde bozulmalar
- Depresyon ve aşırı sinirlilik
- Kansızlık
- Baş dönmesi ve bayılma
- Saçlarda incelme ve azalma
- Uyku bozukluğu
- Kemik erimesi
- Sosyal etkileşimde azalma
- Uzun vadede adet kesilmesi
Anokresiya Tedavisi Nasıldır?
Anokresiya görülen kişiler sürekli olarak zayıflamayı, daha zayıf olmayı, diyet yapmayı düşünür. Bu tip kişiler yedikleri yemekleri her zaman fazla bularak hayatın içerisinde olmak yerine ne yediklerini, nasıl ve ne miktarda yemek yiyeceklerini planlarlar. Anokresiya olduğu düşünülen kişi için öncelikle kilo ve boy yaş ile karşılaştırılır ve yetersiz beslenmenin kalp, tansiyon vs. gibi herhangi bir farklı rahatsızlıktan kaynaklanıp kaynaklanmadığı araştırılır. Anokresiya teşhisi koyulan kişilerin tedavi süreçleri oldukça zorludur. Hastalık teşhisten birkaç yıl önce başladığı için hasta içinde bulunduğu ruh durumundan dolayı tedaviye karşı direnç gösterebilir. Genellikle psikoterapi, grup ve aile terapisi, ilaç tedavisi gibi yöntemler kullanılan anokresiya tedavisinde sabır ve istikrar son derece önemlidir. Eğer tedavi edilmezse ömür boyu sürebilen bir hastalık olan anokresiya, hastanın kendisi, ailesi ve hekim arasında kurulacak başarılı bir iletişim sonucu tedavi edilebilir. Burada önemli olan nokta hastanın rahatsızlığından dolayı yaşadığı duygusal çatışmaların, kilo alımına dair yaşanan kaygı ve korkuların tıbbi ve psikolojik desteğin yanı sıra hastanın çevresinden göreceği manevi destek ile de minimum seviyeye getirilmesidir.