Letarji nedir?

blank
letarji, letarji nedir, letarjik nedir

Daha önce hiç duymamış olabilirsiniz, yıllarca uyuduğunuzu düşünsenize peki Letarji nedir? Bu hastalar günlerce uyuyabilir. Ancak aynı hastalar uyandırılabilir ve yemek yiyebilirler. Halk arasında derin bir uyuşukluk hali de diyenler var.

İnanması güç ama kasların tam olarak gevşemesiyle yaşanan Letarji uykuyu andıran derin bir uyuşukluk durumu olup, patolojik yani normal dışı durumdur ve incelenmesi gereken uykudur. Litaratür de adı tam manasıyla Letarjik Uyku olan bu vaka, Yunanca Lethe (bilinçsizlik, unutkanlık) ve Argia (hareketsizlik) kelimelerinin birleşiminden türemiştir. “Lethargie” olarak bilinen ancak Türkçede “Letarji” diye yazılıp, “uyuşukluk” anlamına gelen bu hastalığın ilginç bir tarafı da var.

LETARJİ NEDİR NE ANLAMA GELİR?

Letarjik Uyku günlerce hatta ve hatta yıllarca sürebilen ve bireyin yaşamış olduğu şok, stres, zehirlenme, bayılma gibi durumlarda rastlanabilir. Bu cümleye dikkat! hasta 20 yıl gibi bir uyku halinde kalabilir evet yanlış okumadınız, hatta ilginç bir durum ise bu uyuşukluk hali yaşlanma mekanizmasını da yavaşlatmaktadır.

Hasta uyandığında hayata kaldığı yerden devam eder, mesela 20 yıllık letarjik uykudan uyanınca afaki olarak ancak 3 yıl sonra biyolojik yaşına gelebilmektedir (Anlayacağınız yaşlanma vardır fakat yavaştır).

Letarjik uyku halindeyken etrafta olan ve bitenin zaman zaman duyulabildiği bilinirken, koma ya da bitkisel yaşamla da karıştırıldığı da görülmektedir. Fakat şuur tam olarak kaybolmadığından, dış dünyaya karşı tepki verememek gibi bir durumla karşılaşılır.

BİLİNEN BİR LETARJİ VAKASI VAR MI?

Bu vaka uyuşukluk haliyle tanımlanırken bir çeşit beyin dokusu iltihabına da bağlanmıştır. Öte yandan 1. Dünya Savaşı sonrası Avrupa’da virüs yoluyla bulaşan ensefalit bir çok insanı etkilemiş ve kısa sürelide olsa letarjik uykuya sebebiyet vermiştir. İngiltere’de en ufak kalp atışını bile tespit eden bir cihaz geliştirilmiş ve bir kadın bu yöntemle hayata dönmüştür. Letarjik uykunun bilimsel olarak açıklanamayan noktaları da bulunurken uyanınca normal yaşama dönmek, yaşlanmamak, her şeyi hatırlamak, beyin fonskiyonlarının bozulmaması en sık sorulan ve hala merak uyandıran bilinmezliklerdir.

Bilim kurgu hikayelerinde bile gerildiğimiz bir durumdur mezarlık sahneleri. Bu durumu aratmayan Letarjik Uyku’nun en korkunç yanı ise kişinin öldü sanılıp canlı olarak gömülmesidir. 1800’lü yıllarda bu durumun pek çok kez yaşanmasından sonra ölülerin uyanma ihtimaline karşı birkaç gün bekletilip sonra defnedilmesi yönünde kanunlar oluşturulmuştur. Bundan sonrası daha da ilginç bir hal alıyor, Almanya’da waiting mortuary diye bilinen bir kavramla, ölüler cam bir tabuta konulup ucunda zil olan iplerle bağlanmıştır. Sebebi ise kişinin hayatta olup olmadığını anlamaktır.

Letarjik Uyku‘yu yaşadığını iddia eden Rus yazar Nikolay Vasilyeviç Gogol’un yaşadığı bu tecrübeden sonra diri diri gömülme korkusu oluşmuş ve bu fobi “tafefobi” olarak literatüre geçmiştir. Gogol üç cilt olarak yazdığı Ölü Canlar kitabının ikinci cildine ait el yazmalarını yakmış ve sonrasında acılar içinde yatağa düşmüştür. 9 gün sonra vefat eden Gogol gömülmüş, fakat Moskova yeniden yapılandırılırken mezarının yeri değiştirilmek zorunda kalmıştır. Ancak bir müddet sonra mezarı açtıklarında Gogol’un yüzüstü yattığı görülmüş (Kafası yana doğru yatmış diyen de var!) bundan dolayı canlı canlı gömüldüğü iddia edilmiştir.

Letarjik uyku geçirdiği sırada gömüldüğü iddia edilen Gogol’un durumu hiçbir zaman netlik kazanmamıştır. Fobisi ve daha önce geçirdiği letarjiden dolayı ölmediği sevenlerinin buna inandığı bir efsane olarak günümüze kadar gelmiştir.