
Bireyin ruhsal dengesini bozan bu sendrom hakkında birçok bilinmeyen var, peki bu stockholm sendromu nedir? Baskı altında olan bireyin daha sonra kendisine baskı altına alan kişiye tutkuyla bağlanması durumuna stockholm sendromu denir.
Suçlu kişi alıkoyduğu kişiye bir yandan iyi diğer yandan kötü davranarak onu etkiler. Bu durumda alıkonulan bireyin ona sevgi ve hayranlık duymasını sağlar. İlerleyen vakitte suçlu kişi yaptığı bu davranışla kendini aklar. Bu durum hakkında ilgili uzman psikiyatristler alıkonulan bireyin kendisine duygusal ve fiziksel işkencede bulunan şahısa duygusal bir bağla bağlandığını tespit etmişlerdir.
STOCKHOLM SENDROMU NEDİR?
Uzmanlar bu olayın gerçekleşmesinde en önemli faktörün beyinin tehlike durumunda koruma kalkanı oluşturması ve teslimiyet halinden olacağını belirtiyor. Öte yandan hayatta kalma savaşıyla da ortaya çıkabildiği görülüyor. Fakat bu sendrom yaş aralığı ve cinsiyete göre değişim gösterebilir. Ufak yaşta bir çocuğun böyle bir hadiseyle baş başa kalması ürkütücü sonuçları beraberinde getirebilir. Bir çocuğun zihnini kontrol edebilmek sanıldığının aksine zor bir durumdur. Birçok şeyi sorgulama çağında olan çocuklar maruz kaldığı olayı pek kolay kabul etmezler. Haliyle bu hadise alıkoyan suçlunun daha agresif tavırlar sergilemesine neden olur.
STOCKHOLM SENDROMU HANGİ DURUMLARDA ORTAYA ÇIKAR?
Yetişkinlerde ise bu vaka daha değişiktir. Erkeklere göre kadınlar bu tip durumları daha kolay benimser. Kendi dünyasında tek bağlantısının o şahıs olduğunu farz eder. Stockholm sendromu daha çok aile içi şiddet, taciz veya tecavüz vakalarında ve hapishaneye giren bireylerde meydana gelir. Bu konu hakkında uzman doktorlar, bu tip bireylerin kendi iç dünyalarındaki noksanların ve yaşadığı trajik olayların da bu sendroma sebebiyet verebileceğini belirtiyor.
Stockholm sendromuna örnek vermek gerekirse son zamanlarda olay yaratan ve konusuyla izlenme rekoru kıran İspanyol yapımı La Casa De Papel dizisidir. Öte yandan dünya sinemasında da önemli filmlerde bu sendrom konu edilmiştir. V For Vendetta adlı filmde olduğu gibi. Ayrıca bu sendrom Türk sinemasında hiçbirimizin unutamadığı ve çok sevdiği efsanevi oyuncuların yer aldığı bir kadroya sahip Mavi Boncukla kendini gösteriyor.
Araştırmacıların elde ettiği raporlara göre aşk olgusununda da bir süre sonra bu sendromu harekete geçirdiği gözlemlenmiş ve baskı altında olanın kendini baskı altına alana ait hissetmesi durumu gözlemlenmiştir.
STOCKHOLM SENDROMUNA ADINI VEREN OLAY
Stockholm sendromu ilk olarak 1973 yılında İsveç’te meydana gelen bir banka soygunu esnasında ortaya çıkmıştır. Bankayı soyan şahısların rehin aldığı bireylere iyi davranması fakat polisin rehineleri kurtarmaya çalıştığı vakit bu duruma rehinelerin tepki vermesi bu durumu dahada kötü bir hale getirmiştir ve Stockholm sendromu tetiklenmiştir. Öte yandan yaşanan bu durumun sonunda rehin alınan bireylerin soyguncuların aleyhine herhangi bir şikayette bulunmaması bu durumu ortaya çıkarmıştır.